Aileler Zayıflıyor, Toplum Sarsılıyor: Çözüm Nerede?

Eskiden bir arada oturan kalabalık sofralar, şimdi suskun ekran karşılarında dağılıyor. Aile dediğimiz o kutsal yapı, her geçen gün biraz daha çatırdıyor. Boşanmalar artıyor, evlilik oranı düşüyor, gençler evlilikten korkuyor, çocuklar ise sevgisizliğin ortasında büyüyor. Peki biz ne zaman bu kadar uzaklaştık birbirimizden?

 

Toplumun temeli ailedir, bu söz sadece bir klişe değil, yaşadığımız her krizin temelini anlatan bir hakikattir. Ekonomik sıkıntılar, bireyselleşme, sosyal medyanın baskısı ve değerlerin aşınması, evlilikleri ve aile içi ilişkileri yıpratıyor. Aile içindeki küçük sorunlar büyüyor, büyüdükçe dağılmalara yol açıyor. Oysa çoğu zaman ihtiyaç olan şey; bir empati, bir sabır, bir anlayış.

 

Gençler evlilikten kaçıyor çünkü karşılarında mutlu evlilik örneği göremiyor. Kadınlar yoruluyor çünkü her şeyi sırtlamaya çalışıyor. Erkekler susuyor çünkü duygularını anlatacak ortam bulamıyor. Çocuklar ise sessiz çığlıklar atıyor çünkü onları gerçekten dinleyen çok az insan var.

 

Bu sadece bireylerin değil, toplumun ortak meselesidir. Medyada, dizilerde, sosyal platformlarda sürekli tüketilen, gösterilen, kıyaslanan bir hayat modeli, sadeliği ve sabrı değersizleştiriyor.

 

Ama hâlâ geç değil…

 

Aile danışmanlıkları yaygınlaştırılmalı, evlilik öncesi eğitimler artırılmalı, okullarda iletişim ve empati dersi verilmeli. Ve en önemlisi: Herkes kendi evinde sevgi, saygı ve sabrı yeniden inşa etmeli.

 

Toplumu ayağa kaldırmak için önce aileyi ayağa kaldırmalıyız. Çünkü güçlü aile, huzurlu birey demektir. Huzurlu birey ise barışçıl bir toplumun ilk adımıdır.