Tablet Kimde? Evde Bir Bağımlı Daha Var!"

 

Evde tableti elinden düşüremeyen bir minik varsa, muhtemelen o evde teknoloji bağımlısı bir yetişkin de vardır.

Bu cümle sizi biraz gülümsettiyse, belki de kendi evinizdeki tabloyu anımsattı. 3 yaşındaki çocuğun elinde YouTube, 35 yaşındaki ebeveynin elinde Instagram. Küçükler ekran başında çizgi filmle büyürken, büyükler storylerle vakit geçiriyor. Haliyle çocukların teknoloji bağımlılığı çoğu zaman sadece çocuklara ait bir mesele olmaktan çıkıyor.

Dijital Dünyada Büyüyen Bir Nesil

Günümüz çocukları dijital yerliler. Yani teknolojiye doğuştan aşina bir kuşaktan bahsediyoruz. Daha yürümeyi yeni öğrenen bir çocuğun YouTube açması bize mucize gibi gelse de, onlar için bu tamamen doğal. Fakat bu “doğallık”, teknolojiyi sınırsız ve denetimsiz kullanabilecekleri anlamına gelmiyor.

Psikolog Jean Twenge, teknolojinin özellikle küçük yaşlardaki çocuklar üzerinde kaygı, dikkat eksikliği ve uyku bozukluğu gibi etkilere neden olabileceğini vurguluyor. Ayrıca yapılan araştırmalar, uzun süreli ekran maruziyetinin çocukların sosyal becerilerini, empati geliştirme yetilerini ve yaratıcılıklarını olumsuz etkilediğini gösteriyor.

Ebeveyn Aynası: Kim Kimi İzliyor?

Çocuklar öğrenmek için önce izler, sonra taklit eder. Bu gelişimsel süreçte ebeveynler birer rol modeldir. Eğer siz sürekli telefonla ilgileniyor, her boşlukta ekrana dalıyorsanız; çocuğunuzun da bunu yapması kaçınılmaz hale gelir.

Gelişim psikolojisi alanında önemli isimlerden biri olan Albert Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre, çocuklar davranışları gözlem yoluyla öğrenir. Yani sadece “tableti bırak” demek yeterli değil; çocuğun sizi kitap okurken, yemek yaparken ya da arkadaşlarınızla yüz yüze sohbet ederken görmesi gerekiyor.

 

 

Ne Yapmalı? Yasaklamak mı, Sınırlamak mı?

Teknolojiyi tamamen yasaklamak çoğu zaman geri teper. Çünkü yasaklar merakı körükler. Bunun yerine çocuğunuzla birlikte teknolojiyi nasıl, ne zaman ve ne amaçla kullanacağınıza dair net sınırlar koymak daha etkili olur. İşte bazı öneriler:

Ortak Kurallar Belirleyin: “Akşam 7’den sonra ekran yok” gibi açık ve tutarlı kurallar oluşturun. Bu kurallar evde herkes için geçerli olursa, çocuk daha kolay uyum sağlar. Çocuk yatağa giderken salondan televizyon sesi geliyorsa uyumamak için direnmesine şaşırmamak gerek.

Süreyle Sınırlayın: Amerikan Pediatri Akademisi, 2-5 yaş arası çocuklar için ekran süresini günde en fazla 1 saatle sınırlandırırken, 6 yaş ve üzeri çocuklar için ise ebeveyn gözetiminde ve içerik seçimine dikkat edilerek kullanım öneriyor.

Alternatif Etkinlikler Sunun: Sadece “tablet yok” demek yetmez. Yerine bir şey koymazsanız, çocuk sıkılır ve tekrar teknolojiye yönelir. Beraber oyun oynayın, kitap okuyun, bahçeye çıkın.

Ekranı Ödül Aracı Yapmayın: “Yemeğini yersen oyun oynayabilirsin” demek, ekranı daha da cazip hale getirir. Teknoloji hayatın merkezi değil, sadece bir parçası olmalı.

İçerikleri Birlikte Tüketin: Ekranı tamamen yalnız geçirilen bir alan olmaktan çıkarın. Çocuğunuzla birlikte izlediğiniz programlar sonrasında konuşarak, teknolojiyi sosyal bir araç haline getirin.

Oynatma Hızını Yavaşlatın: Özellikle küçük yaşlarda ki çocuklarda videonun oynatma hızını yavaşlatarak ekran zararını az indirmek mümkün. Parlak ve canlı renkler, hızlı hareket eden karakterlerin olduğu içeriklerde çalma hızını 0.75 düşürüp ekran renk kontrastını azaltırsanız çocukların algılarına daha az zarar vermiş olursunuz. 

Önce Biz Değişelim

Teknoloji bağımlılığıyla mücadelede ilk adım, çocuğu değil kendimizi gözlemlemek olmalı. Akşam yemeğinde telefonunuzu ne sıklıkla kontrol ediyorsunuz? Sabah kalkar kalkmaz ilk iş Instagram’a mı bakıyorsunuz? Bu sorulara verdiğiniz dürüst yanıtlar, evdeki dijital atmosferi anlamanızı kolaylaştıracaktır.

Unutmayın, çocuklar bizim değil, davranışlarımızın peşinden gider. Eğer çocuğunuzun teknolojiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasını istiyorsanız, önce siz kendi ekran sürenizle yüzleşmelisiniz. Çünkü çoğu zaman çocuklar değil, yetişkinler evin asıl “ekran bağımlısı” oluyor.